Rusya’nın üst düzey diplomatı Salı günü yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin (AB) “rekor bir hızla askerileştiğini” iddia etti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov gazetecilere verdiği demeçte, bloğun Rusya’yı kontrol altına alma hedefinde giderek daha saldırgan hale geldiğini belirterek, artık AB ile NATO arasında “çok az fark” kaldığını söyledi.
Batılı askeri ittifak ile Brüksel arasında Ocak ayında imzalanan “stratejik ortaklık” deklarasyonuna değindi
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini “Avrupa-Atlantik güvenliğine yönelik on yıllardır görülen en büyük tehdit” olarak eleştiren metinde, daha yakın AB-NATO işbirliği çağrısında bulunuldu, ancak bunun AB’nin güvenliğini sağlayacağı belirtilmedi.
Lavrov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Kremlin’in batı komşusunu işgal etmeyi meşrulaştırmak için kullandığı NATO’nun genişlemesine ilişkin şikayetlerini yineledi.
Rusya’ya birçok kez yeni devletlerin katılmayacağı sözünün verildiğini ancak bunların “yalan” olduğunu iddia etti.
“Siyaset bilimcilerimizin yanı sıra yurt dışındakilerin de tarafsız değerlendirmeleri, NATO’nun Rusya’yı parçalamaya çalıştığı, ama sonuçta Rusya’yı daha da güçlendirdiği, birbirine yakınlaştırdığı yönünde.”
Rusya’nın işgali Avrupa’da şok dalgaları yaratarak Finlandiya’nın bu ayın başlarında ABD liderliğindeki ittifaka katılmasına neden oldu.
İsveç’in de kendi güvenlik şemsiyesi altında koruma arayışında olması, savaşın NATO’nun büyümesini hızlandırması nedeniyle Putin’e büyük bir siyasi darbe yedi.
Finlandiya’nın üyeliği, Rusya’nın dünyanın en büyük güvenlik ittifakı olan NATO ile olan sınırını iki katına çıkarıyor.
Lavrov’a, Ukrayna’nın da askeri ittifaka katılmayı umduğu göz önüne alındığında, Ukrayna’daki savaşın Moskova açısından bir yanlış hesaplama olup olmadığı soruldu.
“NATO’nun asla durmaya niyeti yoktu” diye yanıtladı. İsveç ve Finlandiya, “NATO üyelerinin ve tarafsız devletlerin askeri programlarını senkronize etmeyi amaçlayan NATO askeri tatbikatlarına ve diğer eylemlere giderek daha fazla katılıyorlardı.”
Her ne kadar resmi olarak tarafsız olsalar da her ikisi de Batılı askeri grupla yakın işbirliği içerisindeydi.
Geçtiğimiz hafta NATO şefi Jens Stoltenberg meydan okurcasına Ukrayna’nın “hak ettiği yerin” NATO olduğunu ilan etti ve Şubat ayında savaşın başlamasından bu yana Kiev’e yaptığı ilk ziyarette ülkeye daha fazla destek sözü verdi.
Kremlin, Kiev’in üyeliğinin Rusya için varoluşsal bir tehdit oluşturacağını ileri sürerek, işgalinin temel amacının Ukrayna’nın NATO’ya katılmasını engellemek olduğunu tekrarlayarak yanıt verdi.
Ekim ayında uzmanlar Euronews’e Ukrayna’nın yakın zamanda NATO’ya katılma ihtimalinin düşük olduğunu söylemişti.
Diğer şeylerin yanı sıra, daha geniş bir savaşı kışkırtma riskine, tüm üyelerin teklifi desteklemesinin zorluğuna ve Putin’in olası “propaganda zaferine” dikkat çektiler.
Ukrayna da AB üyeliği arayışında ve bloktaki yetkililer Ukrayna’yı üyeliğe almak için ellerinden geleni yapma sözü veriyor.
Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy’nin istediği gibi AB’ye katılım müzakereleri için kesin bir takvim sunmadılar.