Nikaragua hükümeti Pazar günü Vatikan ile ilişkileri askıya almayı önerdiğini söyledi. Duyuru, Papa Francis’in Başkan Daniel Ortega’nın yönetimini bir komünist veya Nazi diktatörlüğüyle karşılaştıran yorumlarının ardından geldi.
Arjantin medya kuruluşu Infobae ile yaptığı bir röportajda Papa Francis, “Sanki 1917’de bir komünist diktatörlük veya 1935’te bir Hitler diktatörlüğüymüş gibi, yaşadığımızın dışından bir şey” dedi.
Papa Francis, sözde gerilimi alevlendirmekten kaçınmak için daha önce bu konuda sessiz kalmıştı.

Yorumlar, Orta Amerika ülkesindeki Katolik Kilisesi’ne yönelik devam eden baskıların ortasında geldi. İlişkiler, yetkililerin hükümet karşıtı protestoları şiddetle bastırdığı 2018’de bozulmaya başladı.
Bazı Katolik liderler kiliselerine sığınmayı teklif ettiler ve kilise daha sonra rejim ile muhalefet arasında arabuluculuk yapmaya çalıştı.
Bununla birlikte, Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega, muhalefete sempati duyduğunu düşündüğü Katolik figürleri, onu devirme çabalarını destekleyen “teröristler” olarak damgaladı. Düzinelerce dini şahsiyet tutuklandı veya ülkeden kaçtı. Geçen yıl iki rahibe cemaati de sınır dışı edildi.

Ağustos 2022’de Nikaragua polisi, Matagalpa Piskoposluk Curia çevresinde iki haftadan fazla bir kuşatma uyguladı. Piskopos Álvarez, daha sonra tutuklanan ve “komplo” suçundan mahkum edilen üç rahip ve diğer dört kişiyle birlikte esir tutuldu.
Francis, Katolik Piskopos Álvarez’e atıfta bulunarak, “Nikaragua’da hapishanede, ifadesini vermek isteyen ve sürgünü kabul etmeyen çok ciddi ve yetenekli bir piskoposumuz var” dedi.
Piskopos, kendisini Amerika Birleşik Devletleri’ne sürgüne gönderecek olan bir uçağa binmeyi reddettiği için geçen ay 26 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.