Birleşik Krallık’taki yeni grev karşıtı yasalar Avrupa çapında “acımasız” olarak eleştirildi.
Yasa, Salı günü yayınlanan ortak bir mektupta aralarında Almanya, Fransa ve İrlanda’nın da bulunduğu 18 ülkeden 121 politikacı tarafından kınandı.
Hükümet, iş eyleminin neden olduğu aksaklıkları önlemek için yasanın gerekli olduğunu iddia ediyor.
İskoçyalı bir milletvekili Chris Stephens, “Bu [mektup], [hükümetin] işçileri kötü çalışma koşulları ve ücretler nedeniyle harekete geçtikleri için cezalandıran iğrenç grev karşıtı mevzuatına ilişkin lanetleyici bir karardır” yorumunu yaptı.
“Brexit’ten bu yana Birleşik Krallık’ın dünyadaki konumu düşmeye devam ediyor ve bu da tabuta çakılan yeni bir çivi” diye ekledi.
Rishi Sunak’ın Muhafazakar hükümeti tarafından açıklanan Grev Tasarısı, “minimum hizmet gereklilikleri” getirecek veya işçilerin grev yapmasına izin verilmeden önce asgari düzeyde işin tamamlanmasını gerektirecek.
Her halükarda grev yapan işçiler işten çıkarılabilecek ve sendikalar ağır para cezalarına maruz kalacak, ancak yetkililer asgari hizmetin ne kadar olması gerektiğini tanımlamadı.
Benzer bir yasa, Kovid salgını sırasında Macaristan’da da kabul edilmişti ve bu yasa, grevleri “görünmez” kılan “kasıtlı” bir politika olarak eleştirildi.
Mektupta, diğer Avrupa ülkelerindeki benzer tedbirlerle benzerlikler reddedildi ve Britanyalı bakanlar, tasarıyı kıtadaki grev karşıtı mevzuatla karşılaştırarak meşrulaştırmaya çalıştıkları için kınandı.
“Birleşik Krallık hükümetinin işçi haklarını sınırlama girişimini ve bunu uluslararası normlarla karşılaştırmalarla meşrulaştırma girişimini reddediyoruz” diye yazdılar.
“Birleşik Krallık, halihazırda demokratik dünyanın herhangi bir yerindeki sendikalara yönelik en acımasız kısıtlamalardan bazılarına sahip ve Birleşik Krallık’taki işçiler, bir greve katılımın yasal olarak kabul edilmesinden önce orantısız düzenleyici engellerle karşı karşıya kalıyor.”
Britanya, son aylarda, baş döndürücü enflasyon ve daha derin yapısal sorunların ortasında bir endüstriyel huzursuzluk dalgasıyla sarsıldı.
Hemşireler, doktorlar ve ambulans şoförleri, kronik yetersiz fon nedeniyle çöktüğünü söyledikleri ülkenin Ulusal Sağlık Hizmeti’ndeki (NHS) ücretler ve elverişsiz çalışma koşulları nedeniyle iş bıraktılar.
Başbakan Sunak, taleplerini karşılamaya yetecek kadar kamu parası olmadığını iddia ederken, NHS’deki grevleri sorumsuz olarak nitelendirerek endüstriyel anlaşmazlıkları çözmeye çalışıyor.
Sendikalar Kongresi Genel Sekreteri Paul Nowak, “Grev hakkı temel bir özgürlüktür, ancak Muhafazakar hükümet buna güpegündüz saldırıyor” dedi.
Mart ayında milletvekilleri ve meslektaşları, tartışmalı mevzuatın Birleşik Krallık’ın insan hakları yükümlülükleriyle çatışma riski taşıdığı konusunda uyardılar.
İngiltere’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 11. maddesi işçilerin örgütlenme özgürlüğünü güvence altına alıyor.
Grev Tasarısı, Çarşamba günü İngiltere’nin üst yasama odası Lordlar Kamarası’nda tartışılacak.
