Papa Francis, üç günlük ziyaretinin ardından Pazar akşamı, AB’nin Rusya’ya en yakın ve göçe en sert şekilde karşı çıkan aşırı sağ hükümetinin ülkesi Macaristan’dan ayrıldı.
Muhafazakar popülist başbakan Viktor Orbán’ın ülkeye güney sınırından girmeye çalışan birçok sığınmacıyı kabul etmeyi reddetmesi, Avrupa Birliği ile uzun süreli hukuki anlaşmazlıklara yol açtı.
2010’dan bu yana görevde olan Orbán, birçok seçim kampanyasını göçmen ve mültecilerin Macarlara yönelik olduğunu iddia ettiği tehditlere bağladı. Tartışmalı bir şekilde, göçün Avrupa’daki Hıristiyan kültürünün yerini alma tehdidini bile taşıdığını söyledi.
Ancak Orbán hükümeti Orta Doğu ve Afrika’dan gelen sığınmacıları sürekli olarak reddederken, Rusya işgalinden kaçan yaklaşık 2,5 milyon Ukraynalının Macaristan’a girmesine izin verdi. BM’ye göre bunlardan yalnızca 35.000’i burada kaldı ve geçici koruma için kaydoldu
Papa Francis, Macaristan’ın son zamanlarda Ukraynalı mültecileri karşılamasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ancak Orban’ın, 2015-2016’da Sırbistan sınırına insanların girmesini engellemek için dikenli tel çit çekmeyi de içeren katı göçmenlik karşıtı politikalarına karşı çıktı. Varışta Francis, Macaristan’a ve bir bütün olarak Avrupa’ya, savaştan, yoksulluktan ve iklim değişikliğinden kaçanları hoş karşılamaları ve güvenli ve yasal göç koridorları çağrısında bulundu.
Francis, Pazar günü Tuna Nehri üzerine yaptığı vaazda, “Kapalı kapıları görmek ne kadar üzücü ve acı verici” dedi. “Başkalarına karşı bencilliğimizin kapalı kapıları; büyüyen bir izolasyon toplumunun ortasında bireyciliğimizin kapalı kapıları; yoksullara ve acı çekenlere karşı kayıtsızlığımızın kapalı kapıları; yabancılara, bize benzemeyenlere, göçmenlere, yoksullara kapattığımız kapılar.
“Lütfen şu kapıları açalım!” dedi.
Euronews, Pázmány Péter Katolik Üniversitesi’nden Peder László Gájer’e papalık ziyaretinin nasıl geçtiğine ilişkin fikrini sordu.
“Papa Francis de şimdi bir mesaj verdi. Şu ana kadar yapılan birkaç konuşmayı dinlersek, zaten milliyetçiliğin ya da ulusal kimliğe aşırı vurgu yapmanın mutlaka doğru yol olmadığına dair bir mesaj vardı. Daha fazla düşünmeliyiz.” Avrupa’da daha büyük bir topluluğun birlikte yaşaması açısından.”
“Macar hükümetinin mülteci politikası ile Papa’nın evanjelik vaazları arasında keskin bir zıtlık vardı” diye ekledi.
