Etiyopya Başbakanı, ülkenin askeri üssüne ölümcül bir saldırı düzenlemekle suçladıktan sonra ülke ordusuna Tigray bölgesel hükümetine karşı koyma emri verdi.
Abiy Ahmed’in ofisinden yapılan açıklamada, aylarca iddia edilen kışkırtmanın ardından “son kırmızı çizginin aşıldığı” belirtildi.
İyi silahlanmış Tigray Halk Kurtuluş Cephesi’nin (TPLF) bir gecede bildirdiği saldırı, Etiyopya’nın tekrar savaşa girebileceği endişelerini artırdı.
Bölge ayrıca Federal Hükümet Bakanlar Kurulu toplantısının ardından altı ay süreyle olağanüstü hal kapsamına alındı.
Konsey, “Durum öyle bir düzeye geldi ki, artık olağan kanun uygulama mekanizmalarıyla önlenemez veya kontrol edilemez.”
Amerika Birleşik Devletleri, başkanlık seçimleri çıkmaza girmişken bile, “Tigray’daki mevcut durumun acilen azaltılması” çağrısında bulunmak için acil bir bildiri yayınladı.
Addis Ababa’daki federal hükümet ile Ağustos ayında yapılması planlanan ulusal seçimlerin ertelenmesinden bu yana federal devletin otoritesini artık tanımayan Tigray bölgesel hükümeti arasındaki gerilim son günlerde keskin bir şekilde arttı.
Çarşamba sabahı erken saatlerde televizyonda yayınlanan bir konuşmada Başbakan Abiy, “sadakatsiz güçlerin” ordunun aleyhine döndüğünü ve saldırının “çok sayıda ölüm, yaralanma ve maddi hasara” yol açtığını söyledi.
Başbakanlık ayrıca bölgedeki iktidar partisi TPLF’yi, komşu ülkeleri “yanlış saldırganlık iddialarına” karıştırmak için askerlerine Eritre ordusunun giydiği üniformalara benzer üniformalar giydirmekle suçladı.
İki ülke, uzun bir sınır savaşının ardından 2018’de barışmıştı.
İnternet izleme gözlemevi Netblocks, Etiyopya’da Çarşamba günü saat 01:00’den itibaren yerel bir elektrik kesintisi gözlemlediklerini söyledi.
TPLF, Ahmed Abiy göreve başlamadan ve 2019’da kendisine Nobel Barış Ödülü kazandıran kapsamlı siyasi reformları duyurmadan önce Etiyopya’nın yönetim koalisyonunun baskın parçasıydı.
Etiyopya, Afrika’nın en kalabalık ve güçlü ülkelerinden biridir ve huzursuzluk, çalkantılı Afrika Boynuzu üzerinden şok dalgaları gönderebilir.
Daha önceki bir açıklamada, Uluslararası Kriz Grubu “her iki tarafı da kapsamlı diyaloğu benimsemeye” çağırdı.