İran Cumhurbaşkanı Hassan Rouhani Çarşamba günü, BM denetimlerini askıya alan ve uranyum zenginleştirmeyi hızlandıran bir önceki gün parlamento tarafından onaylanan bir yasa tasarısına karşı olduğunu belirterek, bunun 2015 nükleer anlaşmasını restore etmeyi ve ABD yaptırımlarını hafifletmeyi amaçlayan diplomatik çabalara “zararlı” olacağını söyledi.
Geçen ay önde gelen bir İranlı nükleer bilim adamının öldürülmesinin ardından ivme kazanan yasa tasarısı üzerindeki çekişme, görece ılımlı olan Ruhani ile parlamentoya hakim olan ve daha çatışmacı bir yaklaşımı tercih eden katı milletvekilleri arasındaki rekabeti yansıtıyor. Batı.
Tasarı, AB teftişlerini askıya alacak ve Avrupa ülkeleri ABD’nin ülkenin petrol ve bankacılık sektörlerine yönelik yaptırımlarından kurtulmayı sağlayamazsa, hükümetin uranyumu %20’ye kadar zenginleştirmeye devam etmesini gerektirecek. Bu seviye, nükleer silahlar için gereken eşiğin altında kalıyor, ancak sivil amaçlar için gerekenden daha yüksek.
Kabine toplantısında konuşan Ruhani, yönetiminin “buna katılmadığını ve diplomatik faaliyetlerin gidişatı için zararlı olduğunu düşündüğünü” söyledi. Bakan, milletvekillerinin kendilerini Haziran ayında yapılması planlanan seçimlerden önce konumlandırdıklarını ima etti.
Bugün nükleer alanda her zamankinden daha güçlüyüz” dedi.
Çarşamba günü ilerleyen saatlerde İran devlet televizyonu, anayasa bekçisi Muhafızlar Konseyi’nin de tasarıyı onayladığını ve resmi olarak, yürürlüğe girmesini sağlamak için bir tasarıyı resmen imzalamak için beş iş günü olan Ruhani’ye gönderdiğini söyledi.
Ruhani fikrini değiştirip tasarıyı onaylasa bile, İran’ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in nükleer programla ilgili olanlar da dahil olmak üzere tüm büyük politikalar üzerinde son sözü söylemesi nedeniyle, bunun bir etkisi olması pek olası değil.
Yasaya göre, cumhurbaşkanı tasarıyı imzalamayı reddederse, yürürlüğe girmesi için meclis başkanı tarafından otomatik olarak imzalanacak.
Salı günkü milletvekilleri tarafından onaylanması, İran’ın nükleer programının kilit isimlerinden Mohsen Fakhrizadeh’in İranlı yetkililerin İsrail’i suçladığı bir saldırıda öldürülmesinden sonra bir meydan okuma gösterisi gibi göründü.
Fahrizadeh, İsrail ve Batı’nın nükleer bir silah inşa etmenin fizibilitesine bakan bir askeri operasyon olduğunu iddia ettiği bir programa başkanlık etti. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, “yapılandırılmış programın” 2003’te sona erdiğini söylüyor. ABD hükümeti bu bulgulara katılıyor, İsrail ise İran’ın balistik füzeler ve diğer teknolojiler üzerindeki çalışmalarına işaret ederek hala nükleer silah geliştirmeyi hedeflediğini söylüyor. İran, nükleer programının tamamen barışçıl olduğunda ısrar ediyor.
ABD, Başkan Donald Trump’ın 2018’de nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesinin ardından İran’a ağır yaptırımlar uyguladı. Buna karşılık olarak İran, ABD’nin aynı şeyi yapması halinde hızla uyumluluğa geri döneceğini söylerken, anlaşmanın belirlediği sınırları alenen aşmaya başladı.
Dünya güçleriyle 2015 nükleer anlaşmasının mimarlarından biri olan Ruhani, anlaşmaya geri dönüşü ve ABD ve diğer Batılı ülkelerle daha fazla diplomatik angajmanı destekliyor. Cumhurbaşkanı seçilen Joe Biden, nükleer anlaşmaya geri dönmekten yana olduğunu da söyledi.